Samandağ - Çevlik sahili; uzunluğu, büyüleyici yeşil doğası, mavi denizi ve caretta caretta(iri baş), Chelonia Mydas (yeşil deniz kaplumbağası) kaplumbağalarına ev sahipliği yapan üreme kumsalları, vatozların bulunduğu vatoz tarlası, köpek balıklarının üremek için seçtiği bölgeler, kemane vatozları, derin duvarlar, mağaralar, bacalar, büyükçe kovuklar, anfora tarlası gibi görülmeye değer yerlere sahiptir.
Doğu Afrika Rift Vadisi, tamamı 6400 kilometre uzunluğunda olan ve Doğu Afrika’dan Lübnan’daki Bekaa Vadisi’ne ve oradan da Türkiye’nin güneyindeki Amik Ovası’na kadar uzanan büyük rift sisteminin üzerinde olması, dip yapısı ve sualtı oluşumları ile Hatay Keldağ’ını zengin kılmaktadır.
Samandağ sahili 14.4 km uzunluğu ile dünyanın en uzun 10. sahili olmasının yanı sıra Akdeniz havzasının en önemli Chelonia Mydas’ın (Yeşil Deniz Kaplumbağası) üreme sahillerinden biri olması bizim için önemini daha da arttırıyor.
KELDAĞ; mitolojide efsanelere bile konu olmuş, bölgeye yerleşen bütün uygarlıklarda kendine yer edinmiş yaşayan bir dağdır. Jebel Aqra, Mount Casius, Mount Zaphon, Hazzi dağı ya da Hititlerin Fırtına Dağı, en önemlisi ise Yakın Doğu’nun Olimpos’u olarak da adlandırılmıştır.
Keldağ, Türkiye’nin Kızıldenize en yakın noktası konumundadır. Bu da Keldağ’ını lesepsiyen (Kızıldeniz göçmeni) türleri en yoğun görebileceğiniz nokta haline getiriyor. Aslan balığı, uzun dikenli deniz kestanesi, kardinal balıkları, kedi balıkları, trompet balığı, gölge balıkları, asker balığı, balon balıkları, çütre, nil barbunu, kaplan müren ve mermer karides gibi Kızıldeniz göçmeni birçok türü çok yoğun birşekilde görebilirsiniz.
Keldağ’ı 12 km’lik taban uzunlu ile sayısız dalış noktasına sahiptir. Neredeyse her metresi bir dalış noktası olabilecek güzellikte ve zenginliktedir.10’a yakın kumsalı, 130’a yakın irili ufaklı mağara, kovuk, baca gibi sualtı oluşumlarına sahiptir.
En önemli ve ünlü dalış noktaları Büyük Mağara, Fok Mağarası, Tatlı Su Mağarası, Yarasa Mağarası, Açıkgöz Mağarası, Karamağara, Bacalar, Uzunkaya dalış Noktası (Havuz), Kamışlı Koyu, Vatoz Tarlası (Çevlik Hırlavuk Burnu, Maden, Akçay) ve Kale Köyü Topuk Resifi (Arsuz) dir.
Büyük Mağara, Türkiye’de güvenli bir şekilde dalınabilecek mağaraların başında geliyor. Ve son 2 yılda gelen bütün dalış okullarının ilk dalmak istedikleri yer olması onu bölgenin en popüler dalış noktası haline getiriyor. Özellikle sadece tecrübeli 3 yıldız ve üzeri dalıcıların girebileceği büyük mağara dışında her seviye dalıcıların görebileceği büyükçe kovuklar, bacalarda mevcut. Büyük mağaranın girişi 19-24 metre arası olup girişten sonra yaklaşık 120 metre gittikten sonra yüzeydeki hava ciğerlerine varılıyor. İçindeki sarkıt, dikit ve sütunlar görülmeye değer.
Uzunkaya (havuz) dalış noktası, deneme dalışı, eğitim dalıcıları ve tecrübeli dalıcalara kadar her seviye dalıcıya hitap eden bir bir dalış bölgesidir. Doğal bir liman görünümünde olan koyu, yaklaşık 200 metre uzunluğunda uzun ve yüksek bir kaya parçası açık denizden ayırıyor. Dağ yamacı ile Uzunkaya arasında kalan havuz diye isimlendirdiğimiz koyun en derin yeri 13 metre en sığ noktasıda 1,5 metredir. Uzunkayanın tam ortasında bulunan 2,5-3 metre derinliğinde V şeklindeki yarık dalıcıları havuzdan açık denize götürür. Yarıktan geçerken karşıda görünen mavilik ise büyüleyicidir.
Kamışlı koyu birçok farklı dalış deneyimini aynı anda sunabilme özelliğine sahiptir. Nisan-Mayıs-Haziran aylarında vatozların buradaki kumluk zeminleri üreme alanı olarak kullanması geniş açı fotoğraf konusunda sualtı fotoğrafçılarına müthiş koşullar sunmaktadır. Duvar dalışı, kovuk dalışı, derin dalış gibi seçenekleri sunması her seviyeden dalıcıları buraya çekmektedir. Orman alt sınırının deniz seviyesinde başlaması ve neredeyse el değmemiş 2 küçük kumsalının olması, sualtı güzelliği ile birleşince dalıcılar için vazgeçilmez bir dalış noktası olmaktadır.
Fok Mağarası, Akdeniz foku (Monachus Monachus)’nun geçtiğimiz yıllara kadar Akdeniz’de var olma mücedesini sürdürdüğü noktalardandı. Maalesef son yıllarda bir daha bölgede görülmedi. Akdeniz Fokları Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlanan kırmızı listede de nesli kritik derecede tehdit altında olan türlerin başında geliyor.
Karamağara mevkiinde, Bizans ve Osmanlı dönemine ait çok sayıda batık bulunuyor. Karamağara’da sahile yakın mesafelerde bulunan , M.S.3 ve 4 y.y. Lübnan Tripoli Amforaları, Kuzmonov XII. Amfora tipi M.S. 6-7 y.y. ait amforalar deniz zemininde bulunan kalıntılardır. Bu bölgedeki denizci kavim olan Finikeliler ve Bizans dönemlerinden kalma, gemi, anfora, çapa ve diğer tarihi kalıntılar 20-40 metre derinliklerinde bulunmasından dolayı Yüksek Anıtlar Kurulu tarafından 2009 yılında 5206 sayılı kararı ile tescil edilmiş ve koruma altına alınarak dalışa yasak bölge ilan edilmiştir. Sit alanlarına dalış yapılmasıyla ilgili Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu ile Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar sonuç verdiğinden ve bu bölgenin yakın tarihte dalışa açılacağını söyleyebiliriz. Karamağara koyunda tarihi kalıntılara dalışın dışında, birbirinden güzel duvar dalışları, derin dalışlar yapabilir ve biyoçeşitliliğin zenginliğini ve berrak sulara dalmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Karamağara sualtı güzelliğinin yanısıra, su üstünde kalan doğal güzelliği ve saklı kalmış koyları ile adeta bir doğa harikasıdır.
Vatoz tarlası, Çevlik Hırlavuk Burnu ve Akçay mevkiinde kıyıdan 50-100 metre uzaklıktan başlayıp açığa doğru genişleyen ve 8-14 metre derinlikler arası kumluk zeminden oluşan bir dalış noktasıdır. Bu dalış noktalarını diğerlerinden ayıran ve önemli kılan Ekim-Kasım-Aralık aylarında burayı çiftleşmek için kullanan binlerce vatozdur. Bu aylarda vatozlar çiftleşmek için bu bölgeyi kullanıyor.Türkiye’nin en büyük vatozları ve vatoz tarlaları burada bulunuyor. Her seviye dalıcıya uygun bir dalış bölgesidir. Yaklaşık 7 tür vatoz görülmektedir.
Arsuz Kale Topuk Resifi, birbiriyle bağlantılı 3 devasa kayadan oluşan bir topuk resifidir. En uzak topuk resifinin kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metredir. Genel olarak resifin en derin noktası yaklaşık 40 metre, en sığ yeri ise yarım metredir ve tekne trafiği için tehlikeli sığlıktır. Kale topuk resiflerinin açık suda olması ve sualtı dağlarını andırması, dalıcılara farklı bir dalış deneyimi sağlıyor. İskenderun ve Antakya körfezinin tam ortasında ve akıntı sisteminde olması biyo çeşitlilik açısından zenginlik sunmaktadır. Bu dalış noktasının kıyıdan uzakta aynı zamanda akıntılı bir bölgede olması daha çok deneyimli dalıcılara hitap etmektedir. Akıntının olması dalıcılar için bazen dezavantaj oluştururken bu dalış noktasında durum değişiyor. Akıntı suyu berraklaştırırken mükemmel görüş sağlayabiliyor, ve bölgedeki canlılığı arttırıyor.
Samandağ ve Yayladağı’nın popüler dalış noktalarının yanı sıra Arsuz ve İskenderun dalış noktalarıda Hatay’ın dalış lokasyonu çeşitliliğini arttırıyor. Keldağ lokasyonu sayısız dalış noktası ile bu alanda bir sualtı cennetini kendi bünyesinde barındırıyor. Özellikle kışın suların soğuması ve sualtında görüşün artmasıyla Keldağ dalış noktaları fotoğrafçılar için stüdyo, bilim insanları içinse bir laboratuvara dönüşüyor.
Türkiye'de kış döneminde başka sahillerde dalış yapmanın zor olduğu, fırtınaların artması, denizin soğuması gibi durumlar, dalışa engel olabiliyor. Hatay, özellikle su sıcaklığı açısından, Kasım-Aralık ayındaki su sıcaklığının 20-26 derece civarında olması ve su altındaki görüşün çok iyi olması, havaların sıcak olması, dalıcıları özellikle kışın bu dönemde bu bölgeye çekmektedir. Kış mevsiminin en sert geçtiği dönemde bile su sıcaklığı 16-17 derecenin altına inmez. Doğal olarak Hatay Samandağ’da dalış sezonunun hiç kapanmadığını söyleyebiliriz.
Hatay’ın sualtı dünyasını tanıtıp Türkiye’de popüler dalış noktalarının başında olması ve sualtı turizmine katkı sunmak için birçok projemiz var. Umarım pandemiden biran önce kurtulup bu projeleri faaliyete koyabiliriz.